Ünlü bir sanat eserleri koleksiyoncusu, bir gün sokakta
yürürken bir dükkanın önünde, bir tastan süt içen bir kedi görür.
Bir anda gözleri fal taşı gibi açılır: tasın çok değerli
olduğunu anlamıştır.
Derhal dükkana girer ve dükkanın sahibine kediyi iki dalara
satın almak istediğini söyler.
Dükkan sahibi,’’ Kusura bakmayın,’’der, ‘’ kedi satılık
değil.’’
‘’ Ama lütfen,’’ der koleksiyoncu,’’ evime fareler dadandı.
Tamam, yirmi dolar vereyim.’’
‘’Peki,’’ der dükkan sahibi, çıkar, kediyi kucağına alıp
koleksiyoncuya uzatır,’’ buyurun.’’
‘’Şey,’’ de koleksiyoncu, ‘’ yirmi dolar vermişken, acaba
diyorum, tasını da alabilir miyim? Hani hayvancağız sütünü bundan içmeye
alışmıştır diye…’’
‘’ Valla kusura bakmayın beyefendi,’’ der dükkan sahibi.’’O
tas bana uğurlu geliyor. Sayesinde bu hafta otuz sekiz sokak kedisi sattım.’’