SOCIAL MEDIA

Love List

24 Aralık 2018 Pazartesi

ROC CİLT TEMİZLİK ÜRÜNLERİ DENEYİMİM ...


Bir Gratis indimininde aldığım ROC Cilt Temizlik ürünleri hakkında ki deneyimlerimi bugün sizlerle paylaşmak istiyorum.
Umarım sizler için faydalı bir yazı olur dileği ile.


İlk önce sizlere ROC markasına ait olan yüz temizleme köpüğü hakkında ki görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Cilt temizliğinde temizleme köpüğü kullanmayı severim.
Uzun zamandır da Nivea markasına ait hassas ciltler için olan köpüğü kullanıyordum. Bir indirimde gördüğüm ROC markasına ait olan bu hassas ciltler için olan köpüğü denemek istedim.
İndirimde fiyatı uygun olsa da Nivea’nın olanı kadar uygun fiyatlı değildi bu arada.
Ürünü severek kullandım, herhangi bir olumsuzluk yaşamadım.
Cildimi kurutma, güzel temizledi.
Ama Nivea’nın yüz temizleme köpüğünden en ufak bir artısı da yoktu.
Aynı ürün fazla fiyat deneyimi oldu benim için.


Yine aynı gün markaya ait toniği de satın aldım.
Günlük kullanım için güzel bir tonik olduğunu düşünüyorum.
Cildim kuru olduğu için gözenek v.b. sorunumda olmadığı için de tonikten fazla bir beklentimde olmadığını da belirtmek istiyorum.
Ama yine bu kadar fiyat farkına rağmen bir artısı, ekstra bir etkisini de görmedim.

  Ürünler güzel olmasına rağmen, aynı etkiyi alabileceğiniz daha uygun fiyatlı olması nedeni ile bir daha tercih etmeyeceğim ürünler oldu benim için.
Yani fiyat / performans oranı beklenenin altında kaldı.
Bu arada ürünleri uzun zaman önce aldığım için fiyatı hakkında net bir şey söyleyemiyorum.

Bu ürünler hakkında benim deneyimin bu şekilde.
Peki, siz bu ürünleri kullandınız mı?
Yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim.
Kucak dolusu sevgiler…
💙

Devamını oku

18 Aralık 2018 Salı

SADE DERGİSİ ...



Bugün sizlerle uzun zamandır paylaşımda bulunmadığım okuma deneyimlerimden bir konu ile karşınızdayım. Ama bu okuma deneyimimden bir kitap değil, ekim ayında ilk sayısı yayınlanan bir dergi; Sade Dergisi.

Sadelik en yüksek gelişmişlik düzeyidir. 
                                                                                          Leonardo Da Vinci.

Dergi bu slogan ile bir yaşam kültürü dergisi olarak yayın hayatına başladı.
Kitap okumayı sevdiğim kadar dergi okumayı da çok seven bir olarak, Sade dergisinin kapağı ilk olarak dikkatimi çekti bir kitapçı ziyaretimde. 
Kişisel gelişim ve yaşam kültürü hakkında ilgimi çeken bir çok konu olduğunu dergi kapağında görünce dergiyi satın alamaya karar verdim.  
Ve uzun zamandır yaşamadığım bir zevk ile dergiyi okudum.
 İçeride yer alan birçok yazıdan notlar aldım. 
Bilmediğim şeyler öğrendim.


Bilinçli farkındalığa giden yolları için birkaç ipucu yakaladım dergide. 
Bu konuyu araştırmaya da devam edeceğim.
 İlgimi çeken bir konu çünkü.

Hayatımızdaki kilitleri açma yolları ve kilitlenmiş düşünceleri açmadaki soru cevap kısmı da benim sevdiğim bölümler oldu dergide.


Meditasyon ev yoga ile ilgili yazılar ve omurgamıza iyi gelecek yoga harekelileri özellikle dikkatimi çekti.
 Neden mi 2019 kararlarımın içinde yogaya başlamak da var…

Çoğumuzun sorunu olan bilinçli yemek , duygularımız mı bedeniniz mi aç bölümünde de kendimden bir çok şey buldum.

Ama ne çok bir yıl alışveriş yapmayan kadının öyküsü ilgimi çekti, birçok ufak notlar aldım kendime, 2019 da uygulamak üzere. 
Örneğin evde bulunan okunmamış kitaplarım bitmeden kitap almayacağım.
 Aynı şekilde 2019 da aydınlatıcı almayacağım! 
( aydınlatıcı konusunda ki hastalığımı yazılarımı biraz olsun takip eden bilir.)

Özet olarak bölümlerini ve bölümler hakkında ki görüşlerimi paylaştığım Sade dergisini ben sevdim.
Eğer sizde bu tarz konular konusunda ilgili iseniz sizinde seveceğinizi düşünüyorum.

Derginin iki ayda bir yayınlanması planlanıyor. 
Derginin fiyatı ise 12 TL.

Daha sık okuma deneyimlerimi paylaşırım diyerek size kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum.
 ❤


Devamını oku

11 Aralık 2018 Salı

KLİPSLİ BİR KÜPENİN HİKAYESİ...


Bugün sizlere uzun zamandır aliexpress.com’ den beklediğim küçük kargomu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ben günlük hayatımda takı takmayı severim, hatta biraz fazla severim.
Bu takı merakımın en önemli kısmını ise küpeler oluşturur.
Küpe takmadan kolay kolay dışarı çıkmam, çıktıysam da kesin hastayımdır veya moralim bozuktur.
Küpem olup olmamasına bakarak ruh halim hakkında bir fikir edinebilirsiniz kısaca.


Genel olarak küçük küpeler tercih etsem de, bu sıralar moda olan büyük ve gösterişli küpeleri de seviyorum.
Ama piyasada satılan bu küpeler genellikle vidalı.
Vidalı modellerde ağır ve kulağı yorup uzun dönemde sarkmasına neden olduğu için tercih etmiyorum.
Klipsli model ise maalesef ülkemizde yok. En azından ben beğendiğim hiçbir modelde bulamadım. Sorduğum da ise pek tercih edilmediği için satmadıkları bilgisini aldım hep.


Bu uzun arayışlarım sonuçsuz kalınca bende rotamı  aliexpress.com’ e cevirdim. 
Ve oradan sezonun moda olan birçok küpenin klipslisini buldum ve aldım. 
İşte bu alışverişin en son meyvesi bu küpeler oldu.


Gold renkli klips kısmı, mint yeşili olan ek halkalı kısım ile benim beğendiğim ve severek kullanacağımı düşünüyorum.  
Bu arada küpler ağır değil ki en korktuğum kısım buydu. 
(Görmeden alınan ürünler bu tarz bir riski barındırıyor maalesef.)

Fiyat kısmını kurdan dolayı değişmekle birlikte 15 TL civarı bir fiyata satın aldım.
Kargo geliş süreci ise, işte burada biraz sıkıntı yaşadım. 
Bir aydan fazla sürdü gelmesi, hatta ben kaybolduğunu bile düşündüm bir aralık. 
Ama sonunda geldi. 
Mutlu son.


Bu arada satıcı bana küçük bir sürpriz yapmış ve hediye bir yüzük yollamış bana. 
Gecikmenin telafisi oldu bu bana, Küçük kalpli bir yüzük.

Aldığım satıcının ve küpenin linkini buraya bırakıyorum.


Peki, sizce küpem ve yüzüğüm nasıl?
Beğendiniz mi?

Daha güzellerinin sizlerin olaması dileği ile, 
Sevgiler…
💕

x
Devamını oku

4 Aralık 2018 Salı

INGLOT İLE TANIŞMA, UFAK BİR ALIŞVERİŞ HİKAYESİ


Bugün sizlere daha önce birçok kereler hakkında güzel şeyler duyduğum bir marka olan Inglot  ürünleri hakkında ki ilk izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.

Kış sezonu öncesi kozmetik mağazalarında ki indirimlerden, ihtiyacım dışında bir şey almayacağım! Desturu ile indirimlerde sadece bitmiş veya bitmekte olan cilt temizlik ürünlerimi alarak kapatmış bir blogger olarak, yeni bir marka ve yeni birkaç ürün keşfetmeyi hak ettiğimi düşündüm.
Tabii bu ufak alışverişi de abartmamak kaydı ile. 
İşte bu karar aklımın bir köşesinde iken, Marmara Parkta bulunan Inglot mağazasına girdim.
İlk olarak ürünleri detaylı bir şekilde inceledim.
Farları çok hoşuma gitse de, farımın çok olması ve olan bu farları pek kullanmam nedeni ile çok detaylı bir incelemeye girmedim, sorsanız fiyatlarını bile bilmiyorum derim. 
Ki benim bir üründen dikkat ettiğim ilk şeylerden biridir fiyat ( serde biraz pintilik vardır ).
Ama şu kadarını söylemeliyim ki renk skalası çok güzel. Aklınızın bir köşesinde bulunsun.

Bir aydınlatıcı hastası olarak, aydınlatıcıları da beğendim ise de, artık aydınlatıcı almıyorum!
Lütfen!
( mezara götüreceğim bu kadar aydınlatıcıyı diyorum ve parantezi kapatıyorum.)

İşte bu sırada ürünleri tek tek incelerken mağaza görevlisinden yardım istedim ve bana mağazanın olmazsa olmaz ürünü nedir diye sorduğum da fondötenlerini önerdi. Ancak ben fondötenim olduğunu ve çok memnun olduğum için değiştirmeyi düşünmediğimi söylediğimde bana önerdiği ve benim de satın aldığım iki ürün oldu. Biri consealer, diğeri ferahlatıcı yüz spreyi.

Ürünler hakkında ki ilk yorumlarım ise söyle;


İlk olarak, bir kuru ciltli olduğumdan nem veren bu spreyi mağaza görevlisinin çok övmesi ve mağazada ki denememde de hoşuma gitmesi nedeni ile aldım. 
Hem makyaj öncesi, hem makyaj sonrası kullana bilinen bu spreyi genel olarak beğendim.
 Günlük hayatımda çantamda olan bu ürünü kullanınca hoş bir ferahlık veriyor. 
Ama çok mu şart, almalı mıydım sorusuna kesin olarak evet diyemem …  
Bu arada spreyin kokusu çok hoş.


Daha sonra ise bir consealer aldım.
 Kuru ciltler için hem kapatıcı hem aydınlık verici olan bu krem concealeri sevdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. 
Bu yazıyı sizlerle paylaşıncaya kadar en az on kere kullandım. 
Kapatıcılığı ve aydınlık vermesinin yanında, cildimi kurutmaması ve çizgilere dolmaması nedeni ile de ürün benden geçer not aldı.



Bu arada Inglot,Polonya markası ve hayvanlar üzerinde deney yapmıyor. 
İlki değilse bile ikincisi benim için çok önemli. 
Sizin içinde önemlidir diye umarak paylaşıyorum.

Peki, sizin kullandığınız ve sevdiğini Inglot ürünler var mı?
Paylaşırsanız çok mutlu oluruz?  
Sevgiler.

Devamını oku