SOCIAL MEDIA

Love List

25 Ocak 2019 Cuma

TOP 100 FASHION BLOGS ...


Bugün sizlere beni mutlu eden ve blogger olarak dünyaya açılma çalışmalarımda beni duyanların olduğunu hissettiren bir haber ile karşınızdayım. Moviehustle internet sitesinin dünya çapında en iyi moda blogları lisesinde artık bende varım.

Bu haberi sizlerle paylaşma nedenim ise listede ben ve paylaşımlarım yer alsa da bu listede olma nedenim benim paylaşımlarına değer verip okuyan  sizlerin sayesinde bu listede olduğumun bilincinde olmam. 

Bunun için sizlere sonsuz sevgilerimi sunuyorum.
Dünyanın neresinde beni takip ediyorsanız...
Sizler için yazmaktan son derecede mutluyum, hele ki dünyanın çeşitli yerlerinden blogumun okunduğunu görünce yalnız olmadığımı hissediyorum. 


100 kişilik bloger listesinde biraz sonlardayım.
91 sırada yer alıyorum.
Yani biraz sonlardayım.. 😆

Umarım gelecek yıllarda daha iyi bir konumda olurum. 
Bu süreçte beni yalnız bırakmayacağınızı umuyorum.

Benim burada ki esas başarım diğer sosyal medya kanallarını kullanmadan sadece  bir blog sahibi olan bir blogger olarak var olmaya çalışmam ve galiba bunu da başarmam.

Hiç bir şeyle övünmesem bile, bununla gurur duymuyorum dersem doğru söylemiş olmam.
Ama daha  çok kişiye ulaşmak istiyorsam sosyal medyayı kullanmaya başlasam iyi olacak galiba.

Blogumda ki son gelişmeler böyle.
Hayata ki başarıların beraberinde mutluluklarda getirmesi dileği ile.
Sevgiler.
💜


Devamını oku

20 Ocak 2019 Pazar

BİR UFAK BROŞ TARİHÇESİ ...


broş; isim Fransızca broche
a. Kadınların takındıkları süs iğnesi. (TDK).
Broşlar belki de insanların kullandığı ilk aksesuarlardandır. İnsanların üzerlerine bezler sardıkları dönemde bu bezleri birbirine tutturma ihtiyacı ile ortaya çıktığı tarihçiler tarafından düşünülmektedir. Arkeoloji müzelerini gezdiğinizde bu dönemden kalan birçok broş çeşidini görebiliriz.

Kanatlı Denizatı Broşu Almanya'da bulundu

 Karun Hazinesinin ben bilinen parçalarından biri olan Kanatlı Denizatı Broşunu belki de bildiğimiz en meşhur broşlardan.
Eski Mısır’da kralların özellikle tılsımlı broş kullandığı bilinmektedir. Bu broşların sihirli, koruyucu özellikleri olduklarına inanmaktaydılar.
İlerleyen dönemler de broş kullanmak kullanan kişilerin statülerini gösterir bir sembol olmuştur. Osmanlı İmparatorluğunda da broş kullanımı yaygın olup, sultanların broşsuz resmi bulmak oldukça güçtür. Özellikle 19. Yüzyıl Osmanlısında broş bir güç sembolü olmuştur.
Yakın tarihimizde ise belli bir dönem sadece orta yaşlı bayanların tercih ettiği broşlar, broş modellerinin klasikten günlük kullanıma daha uygun ve basit modelleri ortaya çıkması ile de gençlerinde tercih ettiği bir aksesuar oldu. Özellikle benim gibi giyiminde aksesuar kullanımı olmaz olmaz olan kişiler için farklı bir alternatif olarak oldu.
Bir zamanlar sadece değerli taşlardan yapılan ve takanın statüsünü gösteren broşlar, artık daha uygun malzemelerden de üretilmektedir. Dolayısı ile daha çok kişinin kullanabileceği bir aksesuar olmuştur.
Benimde ilk zamanlar sadece kaban, ceket yakalarında tercih ettiğim broşlarımı artık daha farklı kullanım yollarını da deniyorum. Tişörtlerim de, şallarım da ve gömleklerim de kullanıyorum. Bazen de örümcekli olan broşumu boğazlı kazanlarında boğaz hizasında kullanıyorum ve oldukça beğeni alan bir kullanım yakalamış oluyorum.
Belki benim broşlarım Eski Mısırda ki gibi sihirli değil, eski zamanların asiller gibi bir statüde sembolize etmiyor. Ama benim stilimin özellikle kış stilimin ayrılmaz bir parçası.

İşte bu stilimi oluştururken sizlerle de paylaşmak istediğim üç adet broşum var.

İlki benim çok ama çok severek aldığım bu örümcekli broş.
Siyah bir kazakta veya elbisede çok ama çok havalı duruyor.
En azından ben öyle düşünüyorum.
Hele ki boğazıma yakın bir yere taktı isem, tırmanıyor görüntüsü bazı kişilerin şaşırmasına bile neden oluyor.
Diğeri ise renk geçişleri olan taşlı süsülelemlere sahip bir yaprak.
Bunu kot ceketim ile birlikte veya şallarında da kullanıyorum.
Daha az iddialı ama taktiğim da kıyafetime renk veren bir detay oluşturuyor.
Diğeri ise taşlı bir yusufçuk.
Taşlı tuşlu şeyler takmayı istediğimde ki alternatifim.
 Ama ne yazık ki iğnesi bozuldu.
Tamir edilene kadar takamayacağım ne yazık ki. 

Bu üç ürünü de geçen sene aldığım için fiyatlarını tam olarak hatırlamasam da 15-20 TL arası bir fiyatı olduğunu tahmin ediyorum. 

Belki de benim için stilimin statü sembolüdür.
Peki, siz broş kullanmayı seviyor musunuz?
Ve taktiğiniz bu broşlar sizin için neyi sembolize ediyor?
Yorumlarınızı bekliyorum.
Sevgiler.

Devamını oku

15 Ocak 2019 Salı

YVES ROCHER PEELİNG ETKİLİ YÜZ YIKAMA JELİ...



Güzel bir gün olması dileği ile herkese merhaba.
Bugün sizlerle bir Yves Rocher alışverişimde hediye olarak verilen yüz yıkama jeli hakkında ki yorumlarımı paylaşmak istiyorum.

İlk olarak bu ürünü satın almayı önerseler, açıkça söylemek gerekirse almayabilirdim.
Kuru ciltli olarak bu tarz ürünlerle pek anlaşamam.
Ama hediye olarak verilen bu ürünü merak ettiğim için denediğimde yanıldığımı anladım.
Bir kere cildimi hiç ama hiç kurutmadı ki ben bu ürünü hemen hemen her akşam kullandım.
Yıkama jellerini, su ile temizliği,  çok sevdiğim içinde bana çok pratik geldi.
Kullandıktan sonra ki temizlik hissini de sevdim.
Hassas ciltler için uygun olan bu ürünü bir kuru ciltli olarak ben çok sevdim.

Bu kadar çok sevdim ile biten cümleden sonra ürün hakkında ki yorumumu özetlemek gerekirse; Bu yıkama  jelini ben çok sevdim.
Hediye olarak verilen bu ürünü bir daha ki Yves Rocher ziyaretimde satın almayı da planlıyorum bu arada.
Sizde bu tarz ürünleri seviyorsanız denemenizi öneririm.

Bu yazıdaki son sevgi kelimesi sizler için gelsin …
 Sevgiler.
❤❤❤

Devamını oku

12 Ocak 2019 Cumartesi

BUGÜN BENİM HİKAYEMİN BAŞLADIĞI GÜN ...


Bu kırk senelik ömrümde  biraz hüzün , biraz mutluluk ve çokça yaşanmışlık ile demlenerek  geldim bu günlere.
Ve geri kalan hayatımın daha güzel geçeceğine inanarak da devam ediyorum  yaşamaya.
İnatla yaşamaya!


Çok insan gördüm ve çokça yalan.
Ama en zor anımda kimsenin olmadığı karanlıklarda elimi tutan dostlarımda oldu.
Hayatımdan gidenleri hiç aramadım en güzeli.
Şu an hayatımda olanları da hiç bırakamamak dileğim.


Ve bu yolculuğumda bir blogger olmak belki de en güzel duraklarımdan biriydi.
Bunun için hepinize çok teşekkür ediyorum.



Evet, bugün benim doğum günüm.
Yeni yaşımın bana güzellikler, istediğim tüm güzellikleri getireceğimi biliyorum.
Ve bana getirdiği güzelliklerin daha fazlasını tüm iyi yürekli okuyucularım da getirmesini diliyorum.
Sevgiler.
💗

Devamını oku

8 Ocak 2019 Salı

KİTAP; CESUR OL, HAYAL ET, YAP…



Güzel bir gün olması dileği ile, Merhaba!

Geçmiş sene günlük koşturmam için de kitaplarıma ayırdığım zamanı ihmal etmese de bu kitapları sizlerle paylaşmakta biraz ihmalkar davrandım.
 Bu sene aldığım kararlar içinde blogum da daha çok kitap yorumu paylaşmak vardı. 
İşte bu kararımı yavaş yavaş uygulamaya başlıyorum, umarım devamı da gelir.
( Bu konuda kendime pek güvenmiyorum laf aramızda.)

Bugün sizlere bir kitap hakkımda görüşlerimi paylaşacak olsam da, pek sevdiğim tarz bir kitap yorumu olmayacak.
Ben kitap okumayı çok sevdiğimde her kitabı okumaya başlarken severek ve beğenerek başlarım. 
Ve genellikle bu beğenim azalsa da kitap bittiğinde bu beğeniden mutlaka bir şeyler kalır.
Kolay kolay bu kitabı ne diye okumuşum demem.
Ama bu kitapta hem kitabı okumak için harcadığım zamana, hem de bu kitabı satın almak için verdiğim paraya acıdım.

Kitabı hiç ama hiç sevmedim.
Bana bir şey katmadı.
Zaman zaman kişisel gelişim kitapları okumayı severim, hayat için motivasyonumu sağlamada bana olumlu etkileri olduğuna inanırım çünkü.
Özellikle kadın hikâyeleri olanlarda.
Cesur ol, hayal et, yap kitabını da bu amaçla satın aldım.

 Kitap başlıkta ki gibi üç bölümden oluşuyor. 
Yazarın girişi olan bölüm başları kadın hikâyeleri ile devam ediyor.

İlk önce yazarın giriş ve tanımla kısımlarında kayda değer hiçbir şey yok, kendi hikâyesini dönüp dolaşıp aynı olaylar üzerinden bize anlatmış. 
Verdiği kadın hikâyeleri ise, işini bırakıp çocuk bakmayı seçen ve ek gelir yaratan hikâyelerden oluşuyor. Ama bu gelir kazanma yolları  pek bize uyan deneyimler değil, bağlı bulunduğu kilise için yapılan çalışmalar ağırlıklı olarak. Yani örnekler bizim yaşamımıza uygun değil. 

Her üç bölümde de bu sarmal devam ediyor. 
Ve kitap bittiğinde ben bu kitabı neden okudum sorusu bırakıyor insanda, daha doğrusu bende…

Kitabı daha anlatabilirim, ancak bunlar hoş eleştiriler olmayacağı için yazımı burada son veriyorum.

Okudunuz kitapların sizi mutlu etmesi dileği ile.
Sevgiler…


Devamını oku

1 Ocak 2019 Salı

OTACI KAŞ VE KİRPİK SERUMU…

 

Yeni bir yılın ilk yazısı ile merhaba demek istiyorum sizlere.
Umduğumuzdan, dileklerimizden kat ve kat daha iyi bir yıl geçirmemiz dileği ile yazıma başlıyorum.
Bugün size anlatacağım, daha doğrusu deneyimlerimi paylaşacağım ürün otacı markasına ait olan kaş ve kirpik serumu.

Uzun zamandır kaşlarım için serum arıyordum.
Dökülmeler nedeni ile olan boşluklar açıkçası canımı çok sıkıyordu.
İşte bu arayış sırasında tamamı ile tesadüf eseri Otacı markasına ait olan bu gül kürünü gördüm Gratis de.
Ürün hakkında satış danışmandan bilgi istediğimde ise ürünün yeni geldiğini ve çok bir fikri olmadığını söyledi. Ama ben Otacı markasını sevdiğimden bu seruma bir şans vermek gerektiğini hissettim.


Bu ürünü alırken en çok korktuğum şey fazla yağlı olup cildimi yağlandıracağı ve kaşlarımın istemediğim kısımlarında kıl çıkaracağı oldu. Üstünde yazan su bazlı yazısını görsem de bu şüpheleri vardı ürünü satın alırken.Eğer çok yağlı ise kullanmam deyip aldım.Ama bu şüphelerim de yanıldığımı anladım.Çünkü bu serum hiç ama hiç yağlı değil.Üzerinde yazdığı gibi. Cilt tarafından kolayca emiliyor.


 Serum çubuğun da ölçü göstergesi olsa da ben bunlara pek dikkat etmedim açıkçası.
 Kafama göre kullandım. Kaşlarıma yeterli geldiğini hissettiğim yerde sürmeyi bıraktım.
Ben ürünü serum başlığı ile kaşlarıma uyguladım.
 Kaşlarımın alt tarafına da serum geldi bu nedenle. O nedenle bu bölgedeki kaşlarımda  da gürleşme oldu.  Belki kulak çubuğu ile uygulasam bu sorun olmazdı.
Eğere ürünü alırsanız bu hususu göz ardı etmeyin derim.

Ben ürünü sadece akşamları kullandım, kullanma talimatında sabah ve akşam kullanılmasını önerse de.Buna rağmen kaşlarım da iki ayda bir toparlama gürleşme oldu.Boş olan yerlerinde dolmaya başladığını görüyorum.

Bu  kaş ve kirpik serumunu ben iki aydır kullanıyorum ve daha ürünün yarısına gelmedim. 
Bereketli bir ürün olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Ben kaşlarıma kullansam da kirpikler içinde kullanılabilir bir serum bu ürün.Ama ben kullanmadığım için kirpikler üzerinde nasıl bir etkisi var bilmiyorum.Eğer bu serumu kirpikleri için kullandıysanız yorumlarınızı bekliyorum.


Serumda paraben, parfüm ve alkol yok.
İçerik olarak temiz bir ürün.

Kaş serumu arayanlara kesinlikle önerebileceğim bir ürün bu .
Fiyat konusuna gelince , maalesef ki hatırlamıyorum ! Ama 20-30 TL arasıydı. Yani çok pahalı bir ürün değildi. İndirim dönemlerini de takip etmekte fayda var tabii.

2019 ‘un hayatınızda eksik olan tüm güzellikleri getirmesi dileği ile.

Sevgiler.

Devamını oku

24 Aralık 2018 Pazartesi

ROC CİLT TEMİZLİK ÜRÜNLERİ DENEYİMİM ...


Bir Gratis indimininde aldığım ROC Cilt Temizlik ürünleri hakkında ki deneyimlerimi bugün sizlerle paylaşmak istiyorum.
Umarım sizler için faydalı bir yazı olur dileği ile.


İlk önce sizlere ROC markasına ait olan yüz temizleme köpüğü hakkında ki görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Cilt temizliğinde temizleme köpüğü kullanmayı severim.
Uzun zamandır da Nivea markasına ait hassas ciltler için olan köpüğü kullanıyordum. Bir indirimde gördüğüm ROC markasına ait olan bu hassas ciltler için olan köpüğü denemek istedim.
İndirimde fiyatı uygun olsa da Nivea’nın olanı kadar uygun fiyatlı değildi bu arada.
Ürünü severek kullandım, herhangi bir olumsuzluk yaşamadım.
Cildimi kurutma, güzel temizledi.
Ama Nivea’nın yüz temizleme köpüğünden en ufak bir artısı da yoktu.
Aynı ürün fazla fiyat deneyimi oldu benim için.


Yine aynı gün markaya ait toniği de satın aldım.
Günlük kullanım için güzel bir tonik olduğunu düşünüyorum.
Cildim kuru olduğu için gözenek v.b. sorunumda olmadığı için de tonikten fazla bir beklentimde olmadığını da belirtmek istiyorum.
Ama yine bu kadar fiyat farkına rağmen bir artısı, ekstra bir etkisini de görmedim.

  Ürünler güzel olmasına rağmen, aynı etkiyi alabileceğiniz daha uygun fiyatlı olması nedeni ile bir daha tercih etmeyeceğim ürünler oldu benim için.
Yani fiyat / performans oranı beklenenin altında kaldı.
Bu arada ürünleri uzun zaman önce aldığım için fiyatı hakkında net bir şey söyleyemiyorum.

Bu ürünler hakkında benim deneyimin bu şekilde.
Peki, siz bu ürünleri kullandınız mı?
Yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim.
Kucak dolusu sevgiler…
💙

Devamını oku

18 Aralık 2018 Salı

SADE DERGİSİ ...



Bugün sizlerle uzun zamandır paylaşımda bulunmadığım okuma deneyimlerimden bir konu ile karşınızdayım. Ama bu okuma deneyimimden bir kitap değil, ekim ayında ilk sayısı yayınlanan bir dergi; Sade Dergisi.

Sadelik en yüksek gelişmişlik düzeyidir. 
                                                                                          Leonardo Da Vinci.

Dergi bu slogan ile bir yaşam kültürü dergisi olarak yayın hayatına başladı.
Kitap okumayı sevdiğim kadar dergi okumayı da çok seven bir olarak, Sade dergisinin kapağı ilk olarak dikkatimi çekti bir kitapçı ziyaretimde. 
Kişisel gelişim ve yaşam kültürü hakkında ilgimi çeken bir çok konu olduğunu dergi kapağında görünce dergiyi satın alamaya karar verdim.  
Ve uzun zamandır yaşamadığım bir zevk ile dergiyi okudum.
 İçeride yer alan birçok yazıdan notlar aldım. 
Bilmediğim şeyler öğrendim.


Bilinçli farkındalığa giden yolları için birkaç ipucu yakaladım dergide. 
Bu konuyu araştırmaya da devam edeceğim.
 İlgimi çeken bir konu çünkü.

Hayatımızdaki kilitleri açma yolları ve kilitlenmiş düşünceleri açmadaki soru cevap kısmı da benim sevdiğim bölümler oldu dergide.


Meditasyon ev yoga ile ilgili yazılar ve omurgamıza iyi gelecek yoga harekelileri özellikle dikkatimi çekti.
 Neden mi 2019 kararlarımın içinde yogaya başlamak da var…

Çoğumuzun sorunu olan bilinçli yemek , duygularımız mı bedeniniz mi aç bölümünde de kendimden bir çok şey buldum.

Ama ne çok bir yıl alışveriş yapmayan kadının öyküsü ilgimi çekti, birçok ufak notlar aldım kendime, 2019 da uygulamak üzere. 
Örneğin evde bulunan okunmamış kitaplarım bitmeden kitap almayacağım.
 Aynı şekilde 2019 da aydınlatıcı almayacağım! 
( aydınlatıcı konusunda ki hastalığımı yazılarımı biraz olsun takip eden bilir.)

Özet olarak bölümlerini ve bölümler hakkında ki görüşlerimi paylaştığım Sade dergisini ben sevdim.
Eğer sizde bu tarz konular konusunda ilgili iseniz sizinde seveceğinizi düşünüyorum.

Derginin iki ayda bir yayınlanması planlanıyor. 
Derginin fiyatı ise 12 TL.

Daha sık okuma deneyimlerimi paylaşırım diyerek size kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum.
 ❤


Devamını oku

11 Aralık 2018 Salı

KLİPSLİ BİR KÜPENİN HİKAYESİ...


Bugün sizlere uzun zamandır aliexpress.com’ den beklediğim küçük kargomu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ben günlük hayatımda takı takmayı severim, hatta biraz fazla severim.
Bu takı merakımın en önemli kısmını ise küpeler oluşturur.
Küpe takmadan kolay kolay dışarı çıkmam, çıktıysam da kesin hastayımdır veya moralim bozuktur.
Küpem olup olmamasına bakarak ruh halim hakkında bir fikir edinebilirsiniz kısaca.


Genel olarak küçük küpeler tercih etsem de, bu sıralar moda olan büyük ve gösterişli küpeleri de seviyorum.
Ama piyasada satılan bu küpeler genellikle vidalı.
Vidalı modellerde ağır ve kulağı yorup uzun dönemde sarkmasına neden olduğu için tercih etmiyorum.
Klipsli model ise maalesef ülkemizde yok. En azından ben beğendiğim hiçbir modelde bulamadım. Sorduğum da ise pek tercih edilmediği için satmadıkları bilgisini aldım hep.


Bu uzun arayışlarım sonuçsuz kalınca bende rotamı  aliexpress.com’ e cevirdim. 
Ve oradan sezonun moda olan birçok küpenin klipslisini buldum ve aldım. 
İşte bu alışverişin en son meyvesi bu küpeler oldu.


Gold renkli klips kısmı, mint yeşili olan ek halkalı kısım ile benim beğendiğim ve severek kullanacağımı düşünüyorum.  
Bu arada küpler ağır değil ki en korktuğum kısım buydu. 
(Görmeden alınan ürünler bu tarz bir riski barındırıyor maalesef.)

Fiyat kısmını kurdan dolayı değişmekle birlikte 15 TL civarı bir fiyata satın aldım.
Kargo geliş süreci ise, işte burada biraz sıkıntı yaşadım. 
Bir aydan fazla sürdü gelmesi, hatta ben kaybolduğunu bile düşündüm bir aralık. 
Ama sonunda geldi. 
Mutlu son.


Bu arada satıcı bana küçük bir sürpriz yapmış ve hediye bir yüzük yollamış bana. 
Gecikmenin telafisi oldu bu bana, Küçük kalpli bir yüzük.

Aldığım satıcının ve küpenin linkini buraya bırakıyorum.


Peki, sizce küpem ve yüzüğüm nasıl?
Beğendiniz mi?

Daha güzellerinin sizlerin olaması dileği ile, 
Sevgiler…
💕

x
Devamını oku

4 Aralık 2018 Salı

INGLOT İLE TANIŞMA, UFAK BİR ALIŞVERİŞ HİKAYESİ


Bugün sizlere daha önce birçok kereler hakkında güzel şeyler duyduğum bir marka olan Inglot  ürünleri hakkında ki ilk izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.

Kış sezonu öncesi kozmetik mağazalarında ki indirimlerden, ihtiyacım dışında bir şey almayacağım! Desturu ile indirimlerde sadece bitmiş veya bitmekte olan cilt temizlik ürünlerimi alarak kapatmış bir blogger olarak, yeni bir marka ve yeni birkaç ürün keşfetmeyi hak ettiğimi düşündüm.
Tabii bu ufak alışverişi de abartmamak kaydı ile. 
İşte bu karar aklımın bir köşesinde iken, Marmara Parkta bulunan Inglot mağazasına girdim.
İlk olarak ürünleri detaylı bir şekilde inceledim.
Farları çok hoşuma gitse de, farımın çok olması ve olan bu farları pek kullanmam nedeni ile çok detaylı bir incelemeye girmedim, sorsanız fiyatlarını bile bilmiyorum derim. 
Ki benim bir üründen dikkat ettiğim ilk şeylerden biridir fiyat ( serde biraz pintilik vardır ).
Ama şu kadarını söylemeliyim ki renk skalası çok güzel. Aklınızın bir köşesinde bulunsun.

Bir aydınlatıcı hastası olarak, aydınlatıcıları da beğendim ise de, artık aydınlatıcı almıyorum!
Lütfen!
( mezara götüreceğim bu kadar aydınlatıcıyı diyorum ve parantezi kapatıyorum.)

İşte bu sırada ürünleri tek tek incelerken mağaza görevlisinden yardım istedim ve bana mağazanın olmazsa olmaz ürünü nedir diye sorduğum da fondötenlerini önerdi. Ancak ben fondötenim olduğunu ve çok memnun olduğum için değiştirmeyi düşünmediğimi söylediğimde bana önerdiği ve benim de satın aldığım iki ürün oldu. Biri consealer, diğeri ferahlatıcı yüz spreyi.

Ürünler hakkında ki ilk yorumlarım ise söyle;


İlk olarak, bir kuru ciltli olduğumdan nem veren bu spreyi mağaza görevlisinin çok övmesi ve mağazada ki denememde de hoşuma gitmesi nedeni ile aldım. 
Hem makyaj öncesi, hem makyaj sonrası kullana bilinen bu spreyi genel olarak beğendim.
 Günlük hayatımda çantamda olan bu ürünü kullanınca hoş bir ferahlık veriyor. 
Ama çok mu şart, almalı mıydım sorusuna kesin olarak evet diyemem …  
Bu arada spreyin kokusu çok hoş.


Daha sonra ise bir consealer aldım.
 Kuru ciltler için hem kapatıcı hem aydınlık verici olan bu krem concealeri sevdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. 
Bu yazıyı sizlerle paylaşıncaya kadar en az on kere kullandım. 
Kapatıcılığı ve aydınlık vermesinin yanında, cildimi kurutmaması ve çizgilere dolmaması nedeni ile de ürün benden geçer not aldı.



Bu arada Inglot,Polonya markası ve hayvanlar üzerinde deney yapmıyor. 
İlki değilse bile ikincisi benim için çok önemli. 
Sizin içinde önemlidir diye umarak paylaşıyorum.

Peki, sizin kullandığınız ve sevdiğini Inglot ürünler var mı?
Paylaşırsanız çok mutlu oluruz?  
Sevgiler.

Devamını oku