Güzel bir gün olması
dileği ile, Merhaba!
Geçmiş sene günlük koşturmam için de kitaplarıma
ayırdığım zamanı ihmal etmese de bu kitapları sizlerle paylaşmakta biraz
ihmalkar davrandım.
Bu sene aldığım kararlar içinde blogum da daha çok kitap
yorumu paylaşmak vardı.
İşte bu kararımı yavaş yavaş uygulamaya başlıyorum,
umarım devamı da gelir.
( Bu konuda kendime
pek güvenmiyorum laf aramızda.)
Bugün sizlere bir
kitap hakkımda görüşlerimi paylaşacak olsam da, pek sevdiğim tarz bir kitap
yorumu olmayacak.
Ben kitap okumayı çok
sevdiğimde her kitabı okumaya başlarken severek ve beğenerek başlarım.
Ve
genellikle bu beğenim azalsa da kitap bittiğinde bu beğeniden mutlaka bir şeyler
kalır.
Kolay kolay bu kitabı
ne diye okumuşum demem.
Ama bu kitapta hem
kitabı okumak için harcadığım zamana, hem de bu kitabı satın almak için
verdiğim paraya acıdım.
Kitabı hiç ama hiç
sevmedim.
Bana bir şey katmadı.
Zaman zaman kişisel gelişim
kitapları okumayı severim, hayat için motivasyonumu sağlamada bana olumlu
etkileri olduğuna inanırım çünkü.
Özellikle kadın hikâyeleri
olanlarda.
Cesur ol, hayal et,
yap kitabını da bu amaçla satın aldım.
Kitap başlıkta ki gibi üç bölümden oluşuyor.
Yazarın girişi olan bölüm başları kadın hikâyeleri ile devam ediyor.
İlk önce yazarın
giriş ve tanımla kısımlarında kayda değer hiçbir şey yok, kendi hikâyesini
dönüp dolaşıp aynı olaylar üzerinden bize anlatmış.
Verdiği kadın hikâyeleri ise,
işini bırakıp çocuk bakmayı seçen ve ek gelir yaratan hikâyelerden oluşuyor.
Ama bu gelir kazanma yolları pek bize
uyan deneyimler değil, bağlı bulunduğu kilise için yapılan çalışmalar ağırlıklı
olarak. Yani örnekler bizim yaşamımıza uygun değil.
Her üç bölümde de bu sarmal
devam ediyor.
Ve kitap bittiğinde ben bu kitabı neden okudum sorusu bırakıyor
insanda, daha doğrusu bende…
Kitabı daha
anlatabilirim, ancak bunlar hoş eleştiriler olmayacağı için yazımı burada son
veriyorum.
Okudunuz kitapların
sizi mutlu etmesi dileği ile.
Sevgiler…
❤