SOCIAL MEDIA

Love List

20 Haziran 2016 Pazartesi

Clear Men Kepeğe Karşı Etkili Şampuan/ Saç Dökülmesine Karşı Etkili Savunma…


İlk önce benim bir paylaşımımın altına yorumda duymuştum bu şampuanı. Daha sonrada başka arkadaşlarımın da kullandığını öğrendim. Daha doğrusu şampuanı biliyordum ama kendim için kullanmayı, bayanlarda bu kadar güzel sonuçlar verdiğini yeni yeni duymaya başlamıştım.
Şampuanım bitince merakla bu satın alıp kullanmaya başladım.
İlk kulanım da bile farkı hissetim.
Banyo esnasında saçımda güzel bir şekilde köpürdü ve güzel bir kokusu vardı.

Bu şampuanı bana tavsiye eden sevgili modaperestt.blogspot.com.tr bana saç kremi bile kullanmama gerek olmadığını söylemişti.
Eğer benim saç uçlarım bu kadar kuru olmasa, kesinlikle saç kremini kullanmama gerek duymayacaktım. Yani nemlendirmesi oldukça iyi.
Oldukça memnun kaldığımı söylemek istiyorum. Ve şunu da belirteyim ki gayet de bereketli bir şampuan. Oldukça uzun süre kullandım.

Ürün tanıtımında yazanları da sizlerle paylaşarak yazımı yavaş yavaş sonlandırayım artık değil mi?


Saç derisinin doğal koruyucu katmanını etkinleştirmeye yardımcı olur
Yanlız kepeği gidermekle kalmaz, özel besleyicilerle ve bitki özleriyle zenginleştirilmiş formülü sayesinde saç derisinin derinlemesine besler.
Saç derisinin doğal koruyucu katanını etkileştirir ve kepeği karşı uzun süreli koruma sağlar.

Kullanımı
Islak saça uygulayın, saç derisine mesaj yapın ve durulayın.
En iyi sonucu almak için her gün ve her yıkamada iki kez kullanın.
Göze temas halinde bol su ile durulayın.

Ve son olarak bu güzel şampuanı erkelere kaptırmayalım kızlar diyerekten yazıma noktayı koyuyorum.

Sevgiler…

Devamını oku

13 Haziran 2016 Pazartesi

Sally Hansen Miracle Cure….


Sally Hansen ürünlerini genel olarak severim. Pahalı ama oldukça başarılı ürünleri vardır.
Bu ürünü de tırnak kırılmalarımın önüne geçmek için tercih ettim.
Daha önceki memnuniyetlerimin tecrübesi ile.
Ama maalesef benim için hayal kırıklığı oldu.
Ürün tırnaklarımı piyasada satılan ve benim daha önce kullandığım tırnak sertleştiricilerinden pek bir farkı yoktu.
Yani ödediğim ekstra paraya karşılık kullanırken gördüğüm ekstra bir etkisi olmadı.
Bu arada ürünün fiyatını tam olarak hatırlamasam da 30 Tl civarıydı galiba.
Ürün kötü bir ürün değil kesinlikle, ama benim memnun olmadığım konu fiyatına nazaran ürün isminde geçen hiçbir mucize sunmaması oldu.

Miracle Cure ürünü ile beni hayal kırıklığına uğratsa da Sally Hansen’in ojelerini sevmeye devam edeceğim diyerekten bu yazımı bitiriyorum.

Rengarenk günler geçirmeniz dileği ile, sevgiler…











Devamını oku

6 Haziran 2016 Pazartesi

Essence XXXL Shine Lipgloss…


Essencein standını devamlı kontrol ederim, yeni bir ürün geldi mi indirimde bir şeyler var mı diyerekten. İşte bu rutin ziyaretlerimin birinde lipglossların bazı renklerinde indirim olduğunu gördüm. İşte bende bu ürünü % 50 indirimle yaklaşık 3 Tl’ye aldım.
Bu arada ürünün numarası 33.
Rengini ben çok beğendim. Bu renkleri zaten oldum olası severim.


Ama rengini çok beğensem de, rengin kalıcılığı ile ilgili aynı olumlu şeyleri söyleyemeyeceğim. Evdeyken sürüp dışarı çıkmak için son rötuşlarımı yaparken bile yani, evden çıkmadan bile silinmeye başlayan bir ürün. Yani evden çıkmadan bile tazelemem gerektiriyor. Ve dışarıda devamlı yenilememi gerektirdiği için, doğal olarak, pek de kullanışlı bulmadım. Devamlı makyaj tazeleyecek bu dünyadaki en son kişilerden biriyim çünkü.

Fiyatı oldukça uygun olsa da, benim pek memnun kalmadığım bir ürün oldu bu maalesef.
Ama bu beni yıldıramaz, Essence indirimlerini takibe devam. Çünkü genel olarak markanın ürünlerinden oldukça memnun kaldım, bu ürün küçük bir istisna sadece…

Sevgiler…








Devamını oku

3 Haziran 2016 Cuma

Sinepil Bio Complex Viso

 

Bugün size farklı bir ürün deneyimimi paylaşmak istiyorum . Eylül Vanilya kutumdan Sinepil Bio Complex in yüz  için olan tüy azaltıcı kremi gelince şaşırdım hemde böğle bir ürünü deneme fırsatım olacağı için sevindim Çünkü üst dudak bölgemdeki kıllardan aşırı derecede rahatsız oluyordum . Bu bölgedeki kıllanmam sir ağda bandlarını kullanmam ile oldukça artmıştı , hem kıl sayısı hem kıl kalınlığı ...Bu sebeple sir ağda bantlarını kesinlikle kimseye önermiyorum . Biraz daha kullansaydım zaten bloğumun ismi pala soslu badem olacaktı .
Sir ağdayı bırakıp eski usul ip ile almaya dönmeme karşın kıl kökleri iyice bir beslendiğinden olsa gerek kıl kalınlığm bayağı bir artmış bir halde iken bu ürün ilaç gibi geldi . Tüy sayımı ve özellikle kalınlığını gözle görünür bir biçimde azaldı ki bu kadar iyi bir sonucu açıkça söylemek gerekirse hiç beklemiyordum . Gelmişken bir deneyim diyerek başladığım bir üründü .Günde iki defa sabah ve akşam olmak üzere uyguladım .Yüzüme normal nemlendiricimi üst dudak bölgeme ise sinepil kremi kullandım yaklaşık olarak 15 gündür kullanıyorum ve sonucundan gayet memnum . 


Benim bu ürün hakkında yazabileçeklerim şimdilik bu kadar . Sizin bu tarz kullandığınız memnun kaldığınız bir ürün var mı ?


Ürünün kullanma talimatının fotoğrafını çekmeme karşın çok okunaksız oldu . Bu yüzden kendim yazmaya karar verdim .

Sinepil istenmeyen tüylerin uzamasını  emin etkin ve acısız bir şekilde önleyen bir uygulamadır. Schiapparelli biyolojik araştırması tarafından  geliştirilmiş ve patent altına alınmış bir formül olan Bio Complex tarafından etkili olur.

Etki Gösterme Mekanizması 


Kıl kökü seviyesinde meydana gelen tüylerin uzaması , dairesel bir süreçtir ve dinlenme evreleri ile birbirlerini takip eder.

Büyüme dönemi ANAGEN olarak adlandırılır . Bunu CATAGEN  adı verilen bir geçiş dönemi ve son olarak da TELOGEN denilen dinlenme dönemi izler . Sinepil Bio Complex tüyün büyümesini uyaran biyolojik süreci engelleyerek , ANAGEN dönemi esnasında etkin olur.

Ürün üzerinde gerçekleştirilen ciddi klinik testler  , gündelik kullanımda tüylerin büyüme hızının ve uzunluğunun hissedilir şekilde azaldığını göstermektedir. İlk sonuçla sadece bir aylık bir uygulama süresin sonunda görülebilmektedir.

Sinopil Viso ( yüz )

Üst dudak , çene .alın ve yüz çevresindeki tüylerin  büyümesini engellemek amacı ile özel olarak geliştirilmiş , yumuşak ve hassas bir kremdir. Kalojen sentezini uyaran ve serbest radikaller ile mücadele eden yaşlanma önleyici aktif özlerin mevcudiyeti sayesinde , Sinepil  Viso etkin bir şekilde günlük yüz kreminin yerini alabilir ve mükemmel  bir makyaj altı bazıdır.

Sinepil Corpo ( vücut )


Bacaklar , kollar , göğüs  ve karında tüylerin büyümesini engellemek için  özellikle geliştirilmiş olup  Sinepil Corpo kolay emilen , mükemmel v yumuşatıcı bir kremdir.

Sakinleştirici etkiye sahip aktif özlerin mevcudiyeti  sayesinde  , epilasyondan kaynaklanan kızarıklıkları giderir ve daha hassas ve çok kolay şekilde tahriş olabilen ciltler içinde uygundur.

Sinepil Parti Delicate ( hasas bölgeler )


Tüylerin  büyümesini engelleyen etki ile tesirli bir deodorant etkisini birleştiren hassas bir kremdir.

Nitekim , terlemenin yol açtığı kötü kokuların meydana gelmesini önleyen aktif özlerin mevcudiyeti ve hassas formüllü sayesinde kol altları ve hassas bölgeler içinde uygundur.

Kullanım Yöntemi 


Tüylerin büyüme evresini senkronize etmek amaçı ile , depilasyon için mümkünse koparmalı bir yöntem  kullanınız  , depile edilen bölgeye Sinepil Bio Complex uyguayınız . Sakinleşitirici bir etkiye sahip  aktif özlerin sayesinde depilasyonun yol açtığı kızarıklıkları giderir.

Herhangi bir nedenden ötürü tıraş bıçağı veya tüy dökücü krem gibi , koparmalı olmayan bir yöntem kullanılması seçilirse bu durum Sinepil in etkisini azaltmaz , ancak ürün sadece ANAGEN dönemdeki tüy yüzdesi üzerinde etkili olacağı için  sonuç alama süreci daha yavaş olacaktır.
Uygulamanın günde iki defa tekrarlanması tavsiye edilir . Bir defa istenilen sonuca ulaştıktan sonra , bakım amaçlı olarak haftada iki defa veya daha az kullanınız.


Sevgiler ....









Devamını oku

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Emotion Violet Deodorant Spray…


Daha önceki yazımda Emotion ile geç tanışma öykümü ve deneyimlerimi sizlerle paylaşmıştım. 
Ve orada da Emotion Deodorantlarını kullanmaya devam edeceğimi sizlerle paylaşmıştım.
Bu arada daha önceki yazıma ulaşmak için tık tık

İşte sıradaki Emotion Deodorantı Violet oldu.
Kokusunu ben çok sevdim, çiçeksi ferah bir kokusu var.
Kokusu çok kalıcı değil maalesef, o sebeple gün için de yenilemek zorunda kaldım.
Ama kokuyu çok sevdiğimden çantamdan hiç çıkarmadım kutuyu. Yani, Kullandığım süre boyunca çantamın vazgeçilmezi oldu.
Yazımı bitirmeden bir konuyu da belirtmem lazım sanırsam.
Ben bu ürünü kıyafetlerime kullandım, yani ter kokusunu önlemesi amacı ile kullanmadım. O sebeple bu konuda bir yorumda bulunamıyorum. 

Ama kokuyu çok sevdim. Bahar aylarında çiçek kokusunu sevmeyeceğimde neyi seveceğim değil mi?
Severek kullandığım bu deodorantı aranızda kullanan var mı?
Peki, sizin yorumlarınız nasıl?
Benimle, daha doğrusu bizlerle paylaşır mısınız?

Sevgiler…



Devamını oku

27 Mayıs 2016 Cuma

Elidor Kuru Şampuan ...

Elidor Kuru Şampuan ,Boyalı saçlar için olanı .
Bugünkü yazımın konusu ...
Ürün ilk çıktığında acıkça söylemek gerekirse nasıl olur , susuz temizlik mi olurmuş ? diyerek mesafeli yaklaştım ve hemen almadım .
Ancak takip ettiğim bloglarda ürün hakkında yazılanlar olumlu ve  fiyatı da uygun olunca merakıma yenilip satın aldım ( fiyat yaklaşık olarak 15 tl civarındaydı ) .

Elıdor Kuru şampuan


Ben her gün banyo yapmadan duramayan biriyim . Suyu çok seviyorum .Ama ürünü aldıktan sonra ürüne şans verme adına ve fönüm bir gün daha kalsın diyerek  kullandım. İlk önce belirtmek istediğim kokusu oldu , Kokusuna bayıldım resmen . Kullanımı da oldukça rahat . Ve hiç beklemediğim bir şekilde saçlarımı sanki o gün yıkanmış gibi temiz yapıp fönümü koruması oldu .Yani benden geçer not aldı Elidor Kuru Şampuan . Ürünü sık seyahat eden ve  banyo yapmak imkanı olmayan bayanlara özellikle tavsiye ederim .Yoksa susuz temizlik mi olur canım ?

 
Kutu üzerinde bulunan Kullanım talimatında yazanlar ise ;
1.Her kullanımdan önce kutuyu iyice çalkalayın . Saçlarınızı parça parca ayırın ve kuru şampuanı 20 – 30 cm uzaktan , yağlanmanın en yoğun olduğu saç köklerinize doğru uygulayın .
2.Saç köklerine eşit şekilde masaj yaparak yedirin ve 1 dakika bekleyin .
3.Tarayın ve saçınıza istediğiniz şekli verin .

Ayrıca Su tüketimini % 37  ,Enerji tüketimini %15 azaltır denilmekte. 

Not 1: Ben bu ürünün kullanımı için özellikle belirtmek istediğim yatalak hastalarda kullanımı , annemin geçirdiği rahatsızlıktan dolayı 3 ay gibi bir süre yatalak olarak kalmıştı .
Bu süre boyunca banyo ihtiyacını gidermek bizler için oldukça zor olmuştu . 
Bütün yatalak hastalarda zaman zaman saç temizliği için kullanılabileceği aklıma geldi , hatta keşke daha önceden böğle bir ürün olsaydı diye aklımdan geçirmedim değil .
 Bu notumu da paylaşmak istiyorum .
 Belki benim geçmişte yaşadıklarımı şu an yaşayan biri vardır ve ona yardımcı olabilirim umudu ile .

Not 2 :Bilgisayarım bu sabah huysuzluk yapıp telefonumu görmediği için fotoğrafları interneten aldım .
Bilgisayar bile bana karşı .

Sevgiler ...




Devamını oku

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Günlerden Bir Gün …

Günlerden bir gün birbirlerini uzun zamandır görmeyen iki eski arkadaş buluşmaya ve yılların özlemini gidermeye karar vermişler.
Hikâye bu ya, biri diğerinin bulunduğu semte misafir olarak gelmesine kararlaştırmışlar.
Ev sahibesi olacak olan arkadaş bundan çok ama çok mutlu olmuş.
Eski arkadaşımı ağarlıyacağım, beraber tıpkı eski günlerdeki gibi sohbet edeceğim diyerekten o  günü beklemeye başlamış.
Çünkü o sıralar çok büyük sıkıntıları varmış, konuşup, paylaşmak ve belki biraz acılarını azaltmak istiyormuş.
Gel zaman git zaman o gün gelmiş sonunda.
Ve iki eski arkadaş buluşup, birlikte yemeğe gitmişler. Ev sahibesi o zaman ki hayatını, sıkıntılarını anlattığı bir konuşma başlamış aralarında yemek sonrasındaki kahve faslında.
Biri diğerine sıkıntılarını anlatırken, diğeri bununla ilgilenmeden kendi sıktığı tatilleri, yaptığı Avrupa seyahatlerini anlatıyormuş. Yani konuşmaları aynı boyutta değilmiş.
İşte böyle bir doğrultuda giderken sohbet, misafir ev sahibinin ellerine bakarak ‘’ Tırnakların Çok Bakımsız, Manikürün Gelmiş Canım, Galiba Uzun Zamandır Yaptırmadın ‘’ demiş.
Ev sahibinin elleri manikürsüzmüş ve evet çok uzun zamandır da manikür yaptırmamış ama genel temizliğine dikkat eden bir bayanmış. Yani bakımsız ama temiz tırnakları varmış.
İşte bu yüzden bu sözü ilk duyduğunda ev sahibi, önce şaşırmış hatta ilk başta tam anlayamamış bile ne demek istediğini. Arkadaşının böyle bir şey söyleyeceğine inanmamış, ona sorunlarını anlattığı bir zamanda.
Sonrasında ise kızmış. Ona mı kendine mi kızdığını bilmeden. Ev sahibi olduğu için bir şeyde diyememek içi içini yemiş.
Misafir Avrupa Seyahatlerini anlatırken sadece dinlemiş, çünkü onun için konuşma bitmiş artık. Sırf dinliyor gözükmek için bazı sorular sormuş sadece konuşma içinde o kadar.
Ve gün bitmiş, ayrılma zamanı gelmiş.
Misafir giderken geride bir kırık kalp ve bir daha hiç görmeyeceği, hiçbir paylaşımda bulunmayacağı eski bir arkadaş bırakmış. Geride kalanların farkında olduğunu anlamadan. Ev sahibi artık kalbinden ve hayatında n çıkarmıştır gününü geçirdiği misafirini.
Ve ardından bakarken, insanların nasıl bu kadar değiştiğini anlamaya çalışıp fakat anlamayarak, yanlış kişilerimi sevip değer verdiğini yoksa sevip değer verdiklerinin mi artık aynı kişi olmayıp değiştiğini düşünüp durmuş.
Ve sonunda artık arkadaşına kızgınlık duygusunun yerine acıma hissi ile bu yaşadıklarını paylaşmak üzere blogguna yazma karar vermiş.

İmza
Manikürü gelmiş blogger .


Devamını oku

23 Mayıs 2016 Pazartesi

A Plus Elegance Saç Boyası / Siyah …

 

Bugün size, gözümün önünde senelerce duran ama benim bir türlü alıp kullanmadığım bir ürünü satın alma hikâyemi ve kullandıktan sonraki deneyimimi sizlerle paylaşacağım.
Bu boyayı ben senelerce gördüm alışveriş ettiğim BİM’ de.  Ama nedense, her şeyi deneyen ben bu boyayı satın almayı aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Ta ki, o gün bir teyzenin bu boyaları aldığını görene dek, ben hemen yanına yaklaşıp bu boyalar nasıl memnun musunuz diye sordum hemen( serde bir Meraklı Melahat durumu var galiba ). Ve teyzem bana boyayı öğle bir överek anlatı ki, bende bir deneyeyim bari bu boyayı dedim.
Ve kullandıktan sonra ki ilk yorumum; ‘’ ben bu boyayı neden daha önce kullanmadımmmm!!!! ‘’ oldu.

Ben saçımı kendim boyadığım için benim için ilk önemli konu sürümdeki rahtlık ve sürerken akmaması olur. Çünkü boyayı banyodan temizleyen de benim. Ve inanın siyah boyanın temizliği ölüm. Saçı boyarken boyanın yoğunluğu oldukça iyi idi, rahatça sürdüm ve yoğun olduğu için de akma gibi bir durum olmadı. Yani boya ilk sınavını başarı ile geçti.
Saçımı yıkadıkta sonra ki yorumun ise  ön kapakta yazan ürün tanıtımına bağlı olarak  bu konuda ki görüşlerim ise şöyle;

Mükemmel Beyaz Kapatma: Evet, kesinlikle beyazları kapatmada iyi.
Uzun Süre Akmayan & Canlı Renkler; Ürünü bu kadar çok sevmeme neden olan zaten rengin ilk sürdüğüm günkü gibi kalması, akma hiç olmadı desem inanın abartmış olmam.
Doğal Yağlar ile Parlak Renkler; Saçlarımın parladığını söyledi arkadaşlar ama benim bu konuda bir fikrim yok, çok bir parlak gelemedi gözüme saçlarım.

Yani düz renge saçını boyayan herkese bu boyaları rahatlıkla tavsiye edebilirim.
Ürün fiyatı 4.95 Tl. Biliyorsunuz ben ürün fiyatlarını etkisine göre değerlendiririm, yani hiç işe yaramayan bir ürüne ben 1 Tl verdiysem o ürün benim için çok ama çok pahalıdır. Çünkü verilen parayı hak etmiyordur. Bu saç boyası için ise söyleyeceğim çok ama çok ucuz olduğu. Çünkü boyanın etkisi o kadar güzel ki fiyat olarak kedinin 2/3 katı olan ürünlerle rahatlıkla boy ölçüşebilir.

Ürün tanıtımı da yazanları da sizlerle paylaşayım değil mi? Adet olduğu üzere;

Badem Yağı ve E Vitamini ile Dolgun Saçla
E Vitaminin ve Badem Yağı’nın kökten uca besleyici etkisi ile saç dökülmelerini ve kırık oluşumunu engeller, saçlarınıza hacim kazandırır.

Argan Yağı ile Saçlarınıza Kilitlenen Nem
Argan Yağı’nın mucizesi saçlarınıza parlaklık ve ışıltısını ger kazandırır.

Marula Yağı ile Yumuşak ve İpeksi Saçlar
Marula Yağı anti oksidant özelliği ile saça sadece yumuşatmakla kalmaz, aynı zamanda saç derisini onararak canlılık kazandırır.

Palm Yağı ile Saçlarda Besleyici Bakım
Palm Yağı zamanla kurumuş saçlarınıza nemini tekrar kazandırır. İçerdiği vitaminler sayesinde saçlarınızın çabuk uzamasına yardımcı olur. Kremsi formülü ve içeriğindeki yoğun renk pigmentleri ile beyazları mükemmel kapatır.

 Yazımı bitirirken bir konuda sizi uyarmak istiyorum. BİM’in ürünü getirmesi koli olarak, yani ürünler bitince bir koli geliyor, biten renkler tek tek getirilmiyor. O sebeple, özellikle çok kullanılan renkleri bulmakta sıkıntı oluyor. Boyayı kullanıp memnun kalırsanız, bir daha ki alışınızda yedek bir tane daha alın derim. Yoksa benim gibi bölgenizde ki BİM’ leri gezersiniz benim gibi, siyah boya aşkına…

Hayatınızdaki renklerin hiç akmayacağı bir gün dileği ile, sevgiler…







Devamını oku

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Kutlamalar Başlasın; Soslu Badem İki Yaşına Giriyor Çekilişi Sonucu ...


İkinci yıllımı doldururken beni yalnız bırakmayan herkese çok ama çok teşekkür ederim.
Umarım uzun yıllar sizlerle birlikte olurum ve daha güzel hediyeleri sizlerle paylaşabilirim.
Lafı fazla uzatmadan,bu çekiliş sonucunu sizlerle paylaşayım artık değil mi?

Ve çekilişin kazananı: Gelincik Zamanları 

Kendisini çok ama çok tebrik ediyorum.
Ve iletişi bilgilerini açilen soslubadem@gmail.com’ a bekliyorum.

Sevgiler…
Devamını oku

İnanamıyorum, Bugün İki Yaşına Bastı Soslu Badem!

doğum günü hareketli ile ilgili görsel sonucu

Nasıl oldu bilmiyorum, daha doğrusu nasıl geçti anladım ama evet bugün bloggumun ikinci senesini doldurmuş bulunuyorum. Sizlerle birlikte, baştan beri benim yanımda olan veya yolda tanışıp birlikte yürüdüğüm blogger dostlarımla birlikte…

Aşağıdaki yazıyı bloggumun ilk yaş günü için yazmıştım, şimdi ise bu yazıya baktığımda yüzümde gülümsemeler ve özlem dolu bir hislerle hatırlıyorum o günleri. Yazıyı sizlerle de tekrar paylaşmak istedim, nerelerden gelmişim diyerekten. Ve yeni başlayan arkadaşlarıma da bir örnek olması açısından.

Benim hikâyem bundan yaklaşık iki buçuk sene önce başlıyor.
İtiraf etmek gerekirse bu tarihlerden önce bırakın bir blogger olmayı blog okuyucusu bile değildim.

Nasıl oldu bu süreç nasıl başladı tam olara hatırlamasam da merak ettiğim bir saç ürünün hakkında , (ki daha sonra blog açtığımda ağırlıklı olarak saç ürünleri hakkında yazmam benim konu ile ilgili olarak ne kadar meraklı olduğumun göstergesi olsa gerek), bilgi almak için ürünün adını google yazıp arattırdığım da çıkan listede ilk sırada bir blogun olması be benim bu blogun sayfasına gitmem bu güne kadar gelen hikâyenin başlangıcı oldu
Benim blog dünyası ile tanışmam böyle başladı ve devamı da hızla geldi.
Artık bir ürün almadan önce bloglar da bakıyor, bunlarla ilgili yorumları okuyor ona göre hareket ediyordum, hatta bazen yazılara yorumda yapıyor aktif bir katılımcı olma yollunda hızla ilerliyordum.
Böylece düzenli takip ettiğim birçok blog oldu.

Madem blogger olma hikâyemi sizlerle paylaşıyorum ikinci itirafımı da yeri gelmişken bir paylaşayım;
Bu süreçte takip ettiğim bloglara özenerek belki biraz da kıskanarak bakardım.
Hatta iş yerinde ki arkadaşım olan güle ( ki benim blog hayatımdaki yeri önemlidir, okumaya devam edin lütfen. );Bak ne güzel bir blog, ne güzel yazmış, ay blog ismi ne şeker insanların aklına nerden geliyor bu isimler diye konu ile ilgili bitmez tükenmez  yorumlarla kafasını hemen hemen hergün şişiriyordum.

Bloglarda ki bu serüvenimin 2-3 ay sonrasında aramızda şu diyologlar geçmeye başladı;
 Gül, bende bir blog mu açsam?
Yapabilir miyim?
Denesem ne zararı olur ki…
Ama nasıl açılıyor?
Para vb lazım mı?
Artık yavaş yavaş bir blogger olma yolluna girmiştim…
Hadi bir itiraf daha:  bir blog nasıl açılır konusunda en ufak bir fikrim dahi yoktu. Ama blog açmaya niyetleniyordum!
Tipik bir Dilek davranışı deyip geçelim…

İşte bu süreçte burada anmam gereken biri daha var.
O dönem bizim şirkette bulunan stajyerimiz. Stajyerimiz muhasebe bölümünde olmasına karşın bilgisayar konusunda oldukça yetenekli hatta yapması gerekli olan normal muhasebe işlerinden daha ilgiliydi. Bunun da tipik Cihan davranışı olduğunu zamanla anlamıştım.

Benim Gül ile konuşmalarımızı duyunca;
Dilek Abla merak etme ben sana yardımcı olurum. Hallederiz. Öncelikle googleden bir hesap alman lazım dedi.

Artık o da bu sürecin bir parçasıydı. Ki teknik konularda bana yardımcı olmasını hiçbir zaman unutmayacağım . İş yerinde benim ona taktığım lakap Blogumun Bilgi İşlem Müdürü idi.

Ve böylece ilk blogumu açtım, dikkat ederseniz ilk blogum diyorum çünkü Soslu Badem benim ilk blogum değil, macera daha önce başka bir blog ile başlamıştı benim için.
Ama bu konudaki acemliğimden ilk blogumu açarken  acarken bir çok hatalar yapmışım. İlki ismi çok uzun ve yazımı zorlu acemibircadıolmasamdaacemibirbloggerim diye blog ismi olur mu demeyin, oldu! Hesapları yani facebbok , twitter, instegram , mail ( kendi özel mailimin üstünden bu blogu açmıştım) almamıştım.Ve bunun gibi birçok acemice hatalar yüzünden kötü bir başlangıç olmuştu benim için.Buna rağmen bu blogda birkaç yazı yayınlamıştım, hatta altı tane de takipçim bile vardı.

Yaptığım hataları anlayınca ve mevcut olan blogda bu hatalarımın da giderilemeyeceğini fark edince yeni bir blog açmaya karar verdim, hatalarımdan ders almış bir şekilde.
Yeni blogumun ismi ne olacaktı? ,işte benim en zorlandığım konu bu oldu ikinci blog denememde.
Aklıma gelen, hoşuma giden bütün isimler alınmıştı.

Ben bunu düşünürken bu yolda destekçim olan yol arkadaşım,( bu yol arkadaşlığı biraz silah zoru ile olsa da, kızın kafasının etini yedim resmen, kendisi benim blog hikâyemi yazsa çok farklı bir hikâye çıkabilir ortaya …),Gül girdi devreye. Nasıl mı?
Bunların yaşandığı zaman yaz yeni yeni başlamış ve biz iş yerinde dondurma sezonunu açmıştık.O gün neli dondurma alsak diye konuşurken , internette ünlü bir pastanenin dondurma menülerine bakıyorduk ve işte…Soslu bademli dondurma !

Gül bana imalı imalı bakmaya başladı ve blog ismin bu olsun mu? Bence çok şeker demesi ile uzun zamandır kafamı meşgul eden sorun çözülmüş oldu. Nedendir bilmem bu ismi içime çok sinmişti ve daha sonrada aldığım bu karardan dolayı hiç pişmanlık duymadım.
İşte gülün benim blog tarihimde ki önemi budur kendisi bana karşı gösterdiği sabrın ve ilginin yanında blogumun isim annesidir.

Stajyerimiz cihana, bilgi işlem müdürüme yani, ismimizi belirledik hadi maili alalım, hesapları açalım dememle soslu bademin hikâyesi resmen başlamış oldu.

Çeşitli teknik işlemlerden sonra, ilk yazımı bugün 21 Mayısta yayınlayarak blogger sahnesine tekrardan, daha bilinçli bir şekilde, ama aynı amatör heyecanla çıktım.
Bu yeni blogumda ilk üye ve ilk yorum hikâyemi de paylaşmak isterim, sizi neşelendireceğini umarak.
Bu yeni blogumun ilk üyesi benim üniversiteden arkadaşım olan Ferhan’dı, nasıl üye olduğunu anlatmasam daha iyi ama madem bu hikâyeyi tüm hatalarım ile anlatıyorum bundan da bahsetmesem olmaz. Blog açıp, yazımı yayınladığımda feroyu aradım ve blog açtım hemen üye ol yoksa seninle konuşmam dedim ve telefonu kapattım. İşte ilk üyem bu şekilde oldu.

Tabii duygu sömürüsüne devam edip Gülle ilk üyem olmadın, senden bunu hiççç beklemezdim bari ilk yorumu sen yaz, Hiç utanmıyorsun, arkadaşın blog açtı desteğin bu mu? Dedim. İlk yorum da bu şekilde olmuş oldu.
Ve bir itiraf daha, on üyem bu şekilde arkadaşlarım oldu, ama ondan sonrası su gibi aktı ve yollunu buldu.
Ve bu bir yılda;
Eskiden olsa asla inanmayacağım, internetten tanıştığın kişilerle dost olur mu? diyeceğim bir şekilde çok güzel dostlarım oldu.

Yazılar hazırladım; Bazen bir ürün tanıtım, Bazen bir Hayat tecrübemi paylaştım, Bazen, aklım kendime çok yeter sanki de, size akıl vermeye kalktım, Bazen de duygularımı, hisleri yazdım.

Yazılarıma yorumlar gelince sesimi duyan olduğunu anlayıp mutlu oldum.
Takip edenler ise …. Özellikle ilk başlarda bir yeni takipçim olduğunda  güllll biri beni takip etmişşşş !!! Diyerek şirkette az havalara uçamamıştım. ilk başlarda çok takipçisi olan sitelere bakıp, benimde bu kadar olacak mı, 100 kişinin beni takip ettiğini düşünemiyorum derken bugün 400 küsur takipçi benim hayalimden de öte…
Bu bir yılda birçok hediyeleşme etkinliğine katıldım, hatta kendim de bir hediyeleşme etkinliği düzenledim. Çok güzel hediyelerim geldi özellikle el yapımı olanlar benim için ayrı bir önemi oldu, odamın en güzel yerindeler. Umarım benim hediyelerimde makbule geçmiştir.
Çekilişlere katıldım, hatta şeytanın bacağını kırıp kazandığımda oldu.
Çekilişler düzenledim, hediye kazananların iyi günde kullandıklarını umarak.
Blog tanıtım etkinlilerine katıldım, birçok güzel blog keşfettim, bende düzenledim bloggerlerin birbiri tanımasına vesile olmak adına.

İşte benim blogumun hikâyesi, benim blogger olmayı hikâyem kısa böyle.
Ve günahı ve sevabı ile bir yıllı böyle geçirdim.

Bugün benim blogumun doğum günü.

Tabii ben bu yolda çok yeniyim ve tabiri yerinde ise daha yemem gereken bir fırın ekmek var.
Umarım bende bir gün, tıpkı benim özediğim bloglar gibi, birilerin de bana özenerek blog açmaya karar vermesine yol açan bir blogger olurum.
Ve nice yıllarımı sizlerle geçiririm.

Bu serüvenimde beni yalnız bırakmayan ve iyi ki blog açmışım dememi sağlayan sizlere tek tek teşekkürler.Bazen karanlığımda bana öğle mumlar yaktınız ki, benim için ne ifade etiğimizi bilmeden…

İki ki doğdun soslu badem…



Devamını oku